pirmdiena, 2017. gada 20. februāris

Sağlıklı Demokrasi Yolundaki Hedefler (Guiding landmarks on the road to recovery of democracy) TUR

                                               Perfice te!
           
   Sağlıklı Demokrasi Yolundaki  Hedefler
Çağdaş toplumda çok sayıda insanın sosyal hastalıkların gerçek nedenlerinin bilincinde olmadan, problemlerin nerden ve nasıl kaynaklandığını anlamaya  çalışmadan eskiden olduğu gibi acı çekmeye devam etmesi, mutsuzluk ve trajedi yaşıyor olması, inatçı bir şekilde  ve çoğu zaman herhangi bir sonuç alamadan var olan gerçeklere ayak uydurmaya çalışması  kabul edilemez bir olgudur. İnsanlar kendi vicdanları ile uzlaşarak insanlık değerlerinin azını veya çoğunu kaybetmektedirler. Çevremizde olup bitenleri görüyor ve kendi acı yaşam deneyimimize dayanarak çoğu kez sevgiye ve iyiliğe susamış olduğumuzu itiraf etmekten korkuyor, gerçek duygularımızı kalbimizin derinliklerinde gizliyor, birbirimize güvenmiyor, dürüstlük, maneviyat ve fedakarlığa inanmıyor, ikiyüzlü ve kötü huylu olmanın yolunu tutuyoruz. Neticede doğduğumuz andan itibaren bize bahşedilmiş olan insanlığı kendi içimizde dahi bulamıyor, anlayamıyor ve yaşama geçirmekte güçlük çekiyoruz. Çağdaş dünyada İnsan olmak gerçekten mi bu kadar zorlaştı acaba?
Niçin bugüne kadar insanlık düşmanlığından sorumlu kişileri bulamıyor, hatta bulmayı dahi denemiyoruz, niçin beceriksiz liderlerin, maceraperest siyasetçilerin  iktidara gelmelerine ve iktidarı ellerinde tutmaya devam etmelerine göz yumuyoruz?!
Kendi kalıplaşmış düşünümüzün zincirlerine bağlı kalarak, basmakalıp dünya görüşü ve ön yargılara köle olarak, çoğu kez bilirkişi maskesi altında gizlenen kibirlilikle, alaycı bir tavırla sınırlanarak, yapıcı olmayan fikirlerle çeşitli siyasetçiler ve devlet yöneticilerinin maceralarını, eylemlerini, kararlarını açıklamaya ve yorumlamaya çalışıyoruz, yani sonuçlarla savaşmaya devam ediyoruz. Ama mevcut demokrasi enstitülerinin gerçekten pekiştirilmesi ve çıkar gözeten, fakat iktidar olmayı hak etmeyen bencil alçaklar ve kariyeristlerin devlet yönetimini ele geçirmesini önlemek amacıyla aşılmaz duvarlar örülmesi için ne yapılabilir?
Bugünkü hayali demokrasi çıkmazı aşmak için en azından birinci yarım adımı atabilmek için öncelikle (geniş kapsamlı bir ulusal anket düzenleme yoluyla) toplumda saygı gören, yetkili, manevi açıdan gelişmiş ve yüksek ahlaki kişiliğe sahip bireyleri tespit ederek onların imkânlarıyla ve gözetimi altında devlet için hayati önem taşıyan sorunların çözümü için bir strateji geliştirilebilir. Bir nevi acil eylemler mahiyeti taşıyan ve tüm halkın çıkarlarına hizmet edecek olan bu plan devlet iktidarının sorumlu yapıları tarafından sistemli, hedefe yönelik ve ardıcıl bir şekilde hayata geçirilebilir.
İnsancıllık değerlerinin bozulması ve yok edilmesine yönelik ahlaksız siyasete bir son verilmelidir, buna devam etmek bir suçtur. Ayrıca kayıtsızlığa kapılmamalı, insan doğasını inkar etmemeli, hayatta kendini gerçekleştirme arayışı sırasında çaresizliğe kapılmamalı, aşırıcılık ve totalitarizm günahını kabullenmemeli, aksine inatçı bir şekilde yapıcı çözümler arayarak halkın bilincini uyandırmalı, kolektif bir zeka oluşturmaya çalışılmalıdır. Ve nihayet anlamamız, algılamamız gereken bir gerçek var: başkalarından herhangi bir talepte bulunmadan önce kendi evimize çeki düzen vermemiz gerekir. Hedeflediğimiz değerleri, motivasyonu ve ahlakı tanımlamalıyız. Ve bu konuda bize sosyal kimlik belgesinin etkili bir yardımı olabilir. SKP (bkz. “Güçsüzlük sendromu nasıl aşılabilir ve popülizm ve demagojinin önü nasıl alınabilir”): http://ceihners.blogspot.com/): Hedefe yönelik bir şekilde kendi kişiliğimizi toplumu, halkımızı ve içinde yaşadığımız dünyayı daha mükemmel yapabiliriz.
Kişinin gelişmesi için uygun koşulların yokluğunda Tarihsel açıdan uzun vadeli ve aralıksız olarak gelişen insan hayatı bizi şu sonuca vardırmıştır: Çağdaş toplumda insanların nispeten az bir kısmı ileri görüşlüdür ve gelecek hakkında tahminlerde bulunma yeteneğine, reformların nasıl yaşama geçirilebileceği konusunda bir organizatör ve yönetici olma becerisine sahiptir. SKP bu gibi kişileri arayıp bulmakta bize yardımcı olabilecek etkin bir enstrüman olabilir. Bu sayede bu tür insanlara bizim mutlu geleceğimizi garantiye almak için kendi potansiyellerini gerçekleştirerek tüm toplum yararına kullanma imkanı verilmelidir.
      Artık o zaman kendi enerjimizi oligarşi ve devlet görevlilerinin yolsuzluklarına, iş hayatında ve günlük yaşamda mevcut düzensizliklere karşı verilen amansız, ancak fazla bir sonuç vermeyen mücadeleye boş yere harcamayız. O zaman zekamızı ve kalbimizin derinliklerinden gelen duyguları, genelde yaşam enerjimizi devlet kurum ve kuruluşlarını harekete geçiren ancak halktan destek bulmayan ve iktidar tarafından şiddetle bastırılan marjinal gösteriler düzenlemeyiz. İşte o zaman devlet düzeni tarafından sürekli restore edilen saçmalıklar ve sosyal dengesizliklere karşı beyhude protestolar düzenlemek yerinr entelektüel potansiyelimizi daha doğru ve optimal bir şekilde kullanmayı öğreniriz, enerjimiz ve gücümüzü aşağılık, profesyonel olmayan emirerlerinin ve rasgele insanların iktidara gelmesini önlemek amacıyla kullanırız.
     Bu gerçekten demokrasinin kazanımı ve güçlendirilmesi gibi güncel sorunlara gerçek çözüm bulmakta bize yardımcı olabilir, gerçek halk iktidarının kurulması için koşullar oluşturur, insanlar devlet yapılarında demokrasiyi kendileri oluşturur ve uygular, sistemli ve etkili bir şekilde bu kurum ve kuruluşların faaliyetini kontrol altında tutar ve denetler, kamu otoritelerinin faaliyetlerini tarafsız olarak değerlendirir ve gerektiğinde düzeltmeler yapabilirlerdi.
    Yalanı doğrudan ayırmayı başaramayarak talihsizlikler ve başarısızlıklarınızı haklı çıkarmak için düşmanlar arama eğilimi giderek bir gelenek halini almaktadır.  Kendi içimize ve çevremize bakamıyor, neden sonuç bağlantısın araştırmıyor, kendi yaşam tavrımız ve tutumumuzu, eylemlerimiz ve bunların sonuçlarını eleştirel olarak değerlendiremiyoruz. Bunu yapmak yerine kendimizi tarihsel amneziye kaptırıyor, insan hakları hikayelerine aldanmaya devam ediyor, ahlaki bir çöküş yaşıyor ve kendimizi hayatın çıkmazında buluyoruz, yeniden sosyal felaketler ve trajedileri bizi tehdit etmesi için zemin hazırlıyoruz.
Kendimizi haksız olarak güçsüz ve “küçük”bir insan yerine koyarak şahsımıza işkence etmeye devam ediyor, sözüm ona zafiyetimizi kabulleniyoruz (“Ne kadar az şey bilirsen daha rahat yaşarsın” mantığıyla). İktidarı etkileme imkânımız olmadığı için sosyal açıdan zararlı, ancak bize sistem tarafından aşılanan bir alışkanlık ediniyoruz. Oylamaya katılışımız bir tiyatroyu andırıyor, bize tanınan halkın temsilcisini seçme hakkını genelde aşağılık karyeristlere, partiler tarafından çıkar gözeterek listelere dahil edilen ve sermaye sahipleri tarafından desteklenen kişiler yararına kullanıyoruz. Bir kez daha bu tür seçilen kişilere (tabi ki onlar sıradan seçmenden daha akıllı, dürüst ve bilgilidir, diye düşünerek) güveniyor, mevcut sorunları çözeceklerine ve tüm halkın yararına kararlar alacaklarına inanıyoruz.
Kaderimizi iktidar güçlerine güvenerek, ki bunlar bizim güvenimizi sadece kendileri tarafından senaryosu yazılan seçimler sırasında kullanırlar, biz de bundan sonra çevremizde olup biteceklere ister istemez göz yummaya mecbur kalıyor, iktidar güçleri ile geri bağlantıyı yitiriyoruz. Fiilen artık ne onların faaliyetlerini denetleyebilir, ne de bu  faaliyetleri etkileyebiliriz.  İktidar tarafından propagandası yapılan yarı gerçeklere inanıyor, kendimizi demagoji ve popülizme kaptırıyor, söylenen sözler ile yapılan işler arasında bağlantı aramıyor, yalan ve uydurma argümanları kabul ediyor, bunları gerçek yerine koyuyoruz.  Böyle sınırlı kalarak iktidar güçlerinin değirmenine su  dolduruyor, onların elinde kukla olan ve gerçek demokrasi anlayışını yitiren seçmenler durumuna düşüyoruz. Bu nedenle de biz bulunduğumuz yerdeyiz! Bütün bu gerçekler bugünkü devlet sisteminin ivedi olarak ıslah edilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu yapılırken yukarıda bahsedilen girişimler de dikkate alınmalıdır.
      Yapılan önerilerin yapıcı olmasına rağmen bu konunun hoşgörüye yer bırakmayan eleştirel mahiyeti birçoklarının hoşuna gitmeyebilir. Bununla birlikte ancak insanların gözünü ve zihnini açarak, olaylara kendi adlarını vererek, durumu mümkün olduğu kadar tarafsız açıdan değerlendirerek mevcut sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm bulunabilir ve insani felaketin önü alınır. Bu arada burada önerilen sağlıklı demokrasi geliştirme yolu evrimsel bir yoldur. Yıkıcı ve devrimsel bir deneyim değildir, kitlesel zayiat ve yeni insanlık trajedisi tehdidi getiren bir yol değildir.
Yakın bir gelecekte gelecek kuşakların insanlık tarafından bugüne kadar yaşanmış olan dönemi “Uygarlığın karanlık dönemi”, yüzyıllar boyu sören zorbalık ve kölelik devri olarak değerlendireceklerine inanıyorum.
Şu an için okurlardan talep edilen sade konuya ilgi ve anlayış gösterilmesi, SKP girişimini bir enstrüman olarak kabul edilmesi ve bu enstrüman sayesinde mevcut demokrasi kurumlarını geliştirerek mükemmelleştirmenin, halk iktidarı ile uyumlu sosyal ortam oluşturmanın mümkün olacağına inanmaktır. Bu tür ilgi değişikliklere susamış olanların, sosyal açıdan aktif kişilerin yazarın çabalarını desteklemeleri için bir isteklendirme olabilir, bu tür bir pasaportun (öncelikle kendileri için) hazırlanmasına katkıda bulunmalarını sağlayabilirdi. SKP girişimcisi SKP geliştirmek için gereken finansları sağlamayı da üstüne alıyor. Girişimin deneysel olarak da gerçekleşmesinin önünde herhangi başka bir engel var mı?! Bu engel sadece köklü muhafazakârlık, uymacılık, sınırlılık, kayıtsızlık, anlayışsızlık ve cehaletten kaynaklanan kendi kendine yeterlilik olabilir.
Erwin Tseyhner (original: Ervins Ceihners), Dr.oec



  29.12.2016

Nav komentāru:

Ierakstīt komentāru